1 Aralık 2010 Çarşamba

İşte Öyle Bir Şeyler

Çok garip ya valla. Bu kaçıncı bilmiyorum ama sürekli kendimi engelliyorum. Dilimin ucuna geliyor, söyleyemiyorum. Yazayım diyorum, yine kendimi engelliyorum. Kaç kere vazgeçtim yazmaktan bilmiyorum. Her seferinde elim gidiyor yazmaya, belki birkaç satır yazıyorum sonra vazgeçiyorum yine... Sebebinden emin değilim, çok da üzerinde düşünmedim.
Öğrenilmiş çaresizliğim ve en nihilist duygularım yine üzerimde sanırım. Yine koşmak istiyorum... Yine...
Yine sorular, yine beyin cimnastikleri, yine duyguyla mantığın uyumsuz dansı... Yeni dünyalar, yeni duygular, yeni üzüntüler, yeni mutluluklar...
Fırtınalar, hortumlar, tornadolar alır götürür ya önüne ne çıkarsa... Söker atar ya tüm evleri, marketleri, yapıları... İşte öyle bir şeyler...
Nokia 6630 Hezimetinden

7 Kasım 2010 Pazar

Tekno-Nesil

Yepyeni bir nesil yetişiyor. Fotoğraftan da gördüğünüz gibi gözlerini dünyaya açar açmaz dijital dünya ile tanışan ve etkileşime giren bir nesil yetişiyor. Burada çok kritik bir sorun var o da bu nesilin dijital dünya ile gerçek dünya arasında nasıl bir anlamsal bağ kuracağı. Dijital dünya ile gerçek dünya, hali hazırda içiçe geçmiş durumda ve biz bile çoğu zaman birbirine karıştırıyoruz, yeni nesil bu dijital dünyanın gerçek dünya olduğunu zannederek büyüyebilir. Tamamen birbirinden ayrılmayan bu iki dünyanın tek farkı dijital dünyanın gerçek dünyamızın yansıması olmasıdır. Ailelerin de bu bilinçte olması ve çocuklarını bu bilinçte yetiştirmesi gerekir.

4 Kasım 2010 Perşembe

Sunumlaaar :)

3. sınıf olmanın getirdiklerinden birisi de bol bol sunum ve rapor olayıdır as you see :) Şuanda arkadaşlarla Pazartesi günü İşletim Sistemleri dersinde yapacağımız sunuyu hazırlıyoruz. Sunum yapmak bizim işimiz 89'dan beri :D
- Nokia 6630 Hizmetinden

3 Kasım 2010 Çarşamba

İşte O Gözlük!

İşte benim gözlüğüm. Olayları bu inovatif icadın ardından gözlemleyip, yorumlayıp size aktarıyor olacağım... Bu arada bu gönderiyi mobil olarak nokia 6630 ile yapıyorum. Bakalım nasıl olacak.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Özlemişim...


Kişisel yazılar yazmayı özlemişim. Diğer blog sayfamda kişiselden ziyade eğitimim ve kişisel gelişimim ile ilgili yazılar yazıyorum. Başka yazdığım bloglar da var ancak burada bunları sıralayıp canınızı sıkmak istemem.

Bu günlüğü açma sebebime gelince... Lise yıllarımda ve üniversiteye geçtiğimde bir blog sayfam vardı, içimi döküp rahatladığım bir alandı benim için. Kapandığında benim için uzun olan bir süre yazamadım. Hep içime attım ühüüü :P Sonra kendime ait alan adını alınca alt domaine blog açtım. Baktım kişisel gidince olmuyor biraz mesleğime yönelik yazayım dedim. Kitle de oluşmaya başlayınca çok kişisel şeyler yazamadığımı farkettim. Okuyucularıma karşı bir sorumluluğum vardı ve bunun baskısı üzerimdeyken kendi kişisel saçmalıklarımla onların canının sıkılmasını istemezdim. Günden güne azalttığım kişisel yazılara(en azından mesleğim ile alakasız konulara) değinmeme kararı aldım. Ancak içimdeki yazma dürtüsü Kişisel Blog Yazıları için ayrı bir blog açmaya yöneltti beni. Ve an itibari ile açmış bulunmaktayım efenim. Şimdilik bu kadar. Aklıma estikçe yazarım buraya artık. Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
İyi bayramlar :)